Jon Bon Jovi Vakfı, hatırlanacağı üzere geçen sene yoksullar için 260 adet ev yaptırmıştı. Şimdi ise karınlara doyurmaya geldi. Bu restoran, bütçesi yeten yetmeyen herkese kapısını açıyor. Müşteriye, gücünün yettiği ölçüde ödeme fırsatını sunuyor.
Özellikle Türk filmlerinde görmeye alışık olduğumuz hesabı ödeyemeyen müşterilerin bulaşık yıkama sahnesi bu restoran sayesinde gerçek hayata taşınıyor. Restoranda bu durum tuhaf karşılanmayacağı gibi, teşvik de edilecek. Yani kahramanımız dayak yiyerek değil, güler yüzler eşliğinde mutfağa uğurlanacak.
Restoranın menüsünde fiyatlar bulunmuyor. Müşteriler cebindeki para kadar yiyebilecekler. Parası olmayanlar ise restoranda çalışarak ya da toplumsal bir faaliyette gönüllü olarak yemeklerinin bedelini ödeyebilecek.
Bon Jovi bu projeyi gerçekleştirirken yoksul ve aç olanların karınlarını doyurmak olarak hedefini belirlese de restoranın öğrenciler de dikkatini çekeceği şüphesiz! Bu restoran sayesinde yoksulların toplumda rencide edilmesinin önüne geçilmesi hedeflenirken, yiyecek dağıtılan yardım merkezlerine yönelik önyargılardan da kaldırılmasının gerekliliği ön plana çıkarılıyor. Gelen müşterilerin de bu şekilde gurur kırıcı olabilecek muameleden uzak tutulması amaçlanıyor.
Jon Bon Jovi de fırsat bulabildikçe bu restoranda yemeğini yiyor. Yemek sonrası da kollarını sıvaıp bulaşıkları yıkıyor, restoran temizliğine yardım ediyor. Bu duyarlı davranışlarıyla da herkesin takdirini topluyor.
Böylesi güzel pir projenin mimarı olan Vakıf’ın bir sonraki projesi ise şimdiden merak ediliyor. “Abi paran var mı? Karnım çok aç” diyen ve sizden para kopardıktan sonra o parayla içki alan ayyaşlar ise bu projeye şimdiden tepkili! Umarım bu proje, Türkiye’deki zenginlere örnek olur ve onlara da “show amaçlı” değil, amaca yönelik yardım etme doğrultusunda ön ayak olur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder