Blog
yazmanın tahmin edildiğinden çok daha zor bir olay olduğunu artık
hepimiz biliyoruz. Öncelikle düşünülenden çok daha fazla zaman, emek ve
özen isteyen bir uğraş. “Başarı” ise özellikle blog konusunda oldukça
göreceli bir kavram. Kendi halinde bir blog yazarıysanız, blogu sadece
içinizi dökmek, düşünce ve hissettiklerinizi ifade etmek için
kullanıyorsanız başarı kavramınız, popülerliği, daha fazla okunmayı ön
planda tutan birine göre daha farklı olacaktır. Bu nedenle burada
belirtilecek tavsiyelerin, daha çok okunmayı, daha fazla kitleye
ulaşmayı hedefleyen blog yazarlarının ilgisini çekeceğini düşünüyoruz.
Şimdi bunlara bir göz atalım:
Hedefinizi iyi belirleyin
Blog yazmaya başlamanızın üzerinden birkaç ay geçtikten sonra hevesinizin kaçmasına dair endişeleriniz varsa “Ben blog yazıyorum.” demeden önce iyi düşünmenizi tavsiye ederiz. Çok kısa sürede binlerce hit elde etmek ve para kazanmak gibi bir düşünce içerisindeyseniz yanlış yoldasınız demektir. Çalıntı içeriklerle dolu alelade bir site/forum bile size bu istediklerinizi daha kısa sürede sağlayabilir. Gerçekten amacınıza uygun bir blog yazıyorsanız bunun size en azından kısa sürede kayda değer bir para kazandırmayacağını bilmeniz gerekir.
İstikrarınızı ve hevesinizi koruyun
İstikrar ve hevesinizi her daim koruyabilmek her alanda olduğu gibi blog yazarlığı konusunda da başarının en önemli anahtarıdır. Göz önündeki, fazla ziyaretçisi olan blogları inceleyecek olursanız hepsinin ortak noktasının en az bir kaç senedir yayında olmak olduğunu görürsünüz. Bu durum hevesinizi kırmasın çünkü bu süre üsluba, amaca ve yazara göre değişiklik gösterir. Blog yazmayı bir iş ya da zorunluluk olarak görürseniz kendiniz için bir eziyete dönüştürebilir ve hevesinizin kaçmasına neden olabilirsiniz.
Özgün olun
Özgünlük hem insanların kafasında kalıcı bir yer elde etmenizi sağlar hem de onlara sizi okumaları için somut bir neden verir. Eğer sürekli her yerde bahsedilen, bir arama yapıldığında yüzlerce benzer yazıya rastlayabileceğiniz konuları yazıyorsanız kendiniz ve sayfanızı sizin zorunuzla beğenen birkaç arkadaşınızdan çok da fazla kişiye hitap edemezsiniz. Blogunuz bir bakıma günlüğünüz gibidir ve her gün bahsedilmeye değer olaylar yaşamıyor olsanız da, burada önemli olan en basit bir olayı bile okunmaya değer olabilecek şekilde ifade edebilme yeteneğinizin olmasıdır.
Kendinizi tanıtın
Okurlarınıza samimi ve kişisel bir üslupla yaklaşmanız, kişilerin algısı açısından önemlidir. Siz onları tanımıyor olabilirsiniz ancak onlar sizi, 15-20 dakikanızı ayırarak hazırlayacağınız “Hakkımda” sayfanız ve kendinizi yazılarınızda ifade ettiğiniz kadarıyla tanıyor olacaklar. Ayrıca kimse resmi gazete üslubuyla yazılmış koca bir sayfa yazıyı okumaktan keyif almaz.
Hedefinizi iyi belirleyin
Blog yazmaya başlamanızın üzerinden birkaç ay geçtikten sonra hevesinizin kaçmasına dair endişeleriniz varsa “Ben blog yazıyorum.” demeden önce iyi düşünmenizi tavsiye ederiz. Çok kısa sürede binlerce hit elde etmek ve para kazanmak gibi bir düşünce içerisindeyseniz yanlış yoldasınız demektir. Çalıntı içeriklerle dolu alelade bir site/forum bile size bu istediklerinizi daha kısa sürede sağlayabilir. Gerçekten amacınıza uygun bir blog yazıyorsanız bunun size en azından kısa sürede kayda değer bir para kazandırmayacağını bilmeniz gerekir.
İstikrarınızı ve hevesinizi koruyun
İstikrar ve hevesinizi her daim koruyabilmek her alanda olduğu gibi blog yazarlığı konusunda da başarının en önemli anahtarıdır. Göz önündeki, fazla ziyaretçisi olan blogları inceleyecek olursanız hepsinin ortak noktasının en az bir kaç senedir yayında olmak olduğunu görürsünüz. Bu durum hevesinizi kırmasın çünkü bu süre üsluba, amaca ve yazara göre değişiklik gösterir. Blog yazmayı bir iş ya da zorunluluk olarak görürseniz kendiniz için bir eziyete dönüştürebilir ve hevesinizin kaçmasına neden olabilirsiniz.
Özgün olun
Özgünlük hem insanların kafasında kalıcı bir yer elde etmenizi sağlar hem de onlara sizi okumaları için somut bir neden verir. Eğer sürekli her yerde bahsedilen, bir arama yapıldığında yüzlerce benzer yazıya rastlayabileceğiniz konuları yazıyorsanız kendiniz ve sayfanızı sizin zorunuzla beğenen birkaç arkadaşınızdan çok da fazla kişiye hitap edemezsiniz. Blogunuz bir bakıma günlüğünüz gibidir ve her gün bahsedilmeye değer olaylar yaşamıyor olsanız da, burada önemli olan en basit bir olayı bile okunmaya değer olabilecek şekilde ifade edebilme yeteneğinizin olmasıdır.
Kendinizi tanıtın
Okurlarınıza samimi ve kişisel bir üslupla yaklaşmanız, kişilerin algısı açısından önemlidir. Siz onları tanımıyor olabilirsiniz ancak onlar sizi, 15-20 dakikanızı ayırarak hazırlayacağınız “Hakkımda” sayfanız ve kendinizi yazılarınızda ifade ettiğiniz kadarıyla tanıyor olacaklar. Ayrıca kimse resmi gazete üslubuyla yazılmış koca bir sayfa yazıyı okumaktan keyif almaz.
“Profesyonel blogculuk” gibi kavramları bir kenara atın
Bir pazarlamacı profesyonel olabilir, bir webmaster veya site
editörü de profesyonel olabilir ancak blog yazarının profesyoneli olmaz.
Blog yazarlığı “profesyonellik” ile ilişkilendirilebilecek bir kavram
değildir. Bu ifadenin altındaki gizli özne “size blogunuz vesilesiyle
para kazandırabilecek ipuçlarımız var” gibi ticari bir düşünceye
dayanır. Siz de gelmiş geçmiş tüm başarılı blogcular gibi sadece
parmaklarınıza ve ifade gücünüze güvenin.
Benzer bloglarla etkileşim içinde kalın
Özellikle sizin blogunuza içerik ve konsept açısından benzeyen
bloglarla etkileşim halinde olmaya özen gösterin. Link değişimleri,
yazılarınızdan birbirinize vereceğiniz bağlantılar hem sizin hem de
blogdaşlarınızın bilinirliğini arttırma konusunda büyük fayda
sağlayacaktır. Aynı zamanda içerik zenginliği kazanmanıza yardımcı
olacaktır.
Multimedya’yı kullanın
Bazen tek bir kare resim koca bir paragrafın on dakikada
anlatamadığını tek bir bakışta anlatmaya yeter. Yazınızda kullanacağınız
bir video veya ilgi çekici bir resim tahmin edebileceğinizden çok daha
etkili sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle içeriklerinizin sadece
metinlerden oluşmamasına özen gösterin. Görsel öğelerle de mümkün
olduğunca zenginleştirmeye çalışın.
Sosyal medyayı hiçbir zaman unutmayın
Facebook, Twitter ve Friendfeed gibi sosyal ağlar bugün büyük
firmalar tarafınca da oldukça ciddiye alınmakta, reklam ve pazarlama
platformları olarak ciddi şekilde kullanılmaktadır. Sizin de blogunuzu
tanıtmak adına bu platformları kullanmamanız için hiç bir sebep yok.
Sosyal ağları kullanın ve mümkünse sitenizin göze çarpan bölümlerinden
sosyal ağ sayfalarınıza bağlantılar verin.
Bunların yanında;
- Kesinlikle çalıntı içerikten uzak durun!
- Blogunuzu güncel tutmaya özen gösterin!
- Temel HTML kurallarını / kodlarını öğrenmek için biraz olsun zaman ayırın!
- Okurlarınızın fikirlerini önemseyin ve sorularını yanıtsız bırakmamaya dikkat edin!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder